
Bedenimize, zihnimize ve ruhumuza yatırım yapmak hayatımız boyunca hiç kimsenin elimizden alamayacağı bir yatırımdır. Fakat çoğumuz her şey yolundayken sağlığına yatırım yapmayı pek aklına getirmez ve wellbeing yaşam tarzını hep bir kriz anında hatırlar.
Kilo aldığında…
Zor bir olay yaşayıp dibe çöktüğünde…
Menopoza girdiğinde…
Ya da depresyonun kıyısına geldiğinde…
Wellbeing’i bir “ilk yardım kiti” olarak görür.
O an birdenbire “ artık hayatıma dikkat etmeliyim” der.
Hayatın içinde Sıkışan Sağlık
Birçok çalışan arkadaşla konuşma fırsatım oluyor. Çoğunun hafta içi yoğun, stresli, yorgun geçtiğinden kendilerine yönelik bir adım atma fikri ekstra bir yükmüş gibi geliyor. Bu yüzden wellbeing’i sadece hafta sonlarına sıkıştırıyorlar. Beslenmelerine biraz daha dikkat ediyor, doğada yürüyüşünü yapıyor, bir egzersiz programına katılıp sosyalleşiyorlar.
Çalışmayan arkadaşlar içinse durum daha farklı gelişiyor.. Hafta içi daha düzenlidirler: erken yatarlar, egzersizlerini yaparlar, küçük ritüellerle günlerini güzelleştirirler. Ama hafta sonu geldiğinde düzen birden bozulur; geç yatar, geç kalkar, geç yemek yer, bedenlerini o iki gün epey yorarlar. Bedenlerini tamir etmek için hafta içi rutinlerine güvenirler.
Aslında bunların hepsi aynı noktaya çıkar:
Wellbeing’i yaşamlarına parça parça, fırsat buldukça , ihtiyaç duydukça katmaya çalışırlar.
Oysa Gerçek Şu ki;
Wellbeing bir yaşam tarzıdır.
Sadece boş vakitlerde değil…
Sadece beden bize “artık alarm veriyorum” dediğinde değil…
Her gün, her an, hayatımızın merkezinde olmalıdır. Önceliğimiz sağlığımız ve her anlamda iyi hissetme halimiz olmalıdır..
Diğer taraftan bir iş yükü olarak görmeyip, rutinleri severek yapmaya da gönüllü olmalıyız . Bunun için de, hayatımıza kattığımız alışkanlıklar aynı zamanda uygulanabilir olmalı.
Sürdürülebilir olmayan alışkanlıklar tıpkı haftanın belli günlerine sıkışmış wellbeing halini yükseltenler gibi ilk başta etki gösterse de, devam edilmediğinde yaşanan pişmanlık, kendini suçlama ve kızgınlık duygularına kapılıp başlanılan noktadan daha da geriye atabilir.
O yüzden seçtiğiniz alışkanlıklar;
- Kendi yaşam tarzınıza uygun
- Bedeninizin ihtiyaçlarına cevap veren
- Pratik ve uygulanabilir olsun.
İşte o zaman bu iyilik halinizi yükseltecek olan yaşam tarzı hayatınızın bir parçası olur ve ekstra bir yük veya iş gibi görülmez.
Bir dönemlik değil, ömür boyu bize eşlik eden bir ilişki kurulur.
Wellbeing farkındalığı ile güne yavaş başladığımızda hayatın hızlı temposuna daha kolay uyum sağlar kararlarımızı daha dikkatli alır, günü daha iyi planlar, sorumluluklarımızı yerine getirirdikten sonra kendimize özel bir alan da açabiliriz.
Gün içinde ise yaşadığımız veya yaşayacağımız olası stres durumlarına nasıl tepki vereceğimizi Wellbeing ritüelleri ile netleştirdiğimizde stresten kaçmak, stresi görmezden gelmek , ötelemek yok saymak yerine onu yönetmeyi baş etmeyi ve yapacağı tahribatı minimalize etmeyi yönetebiliriz.
Stresi yönettiğimizde ani yeme ataklarını duygusal açlık krizlerini önceden fark eder adını koyar ve önlemini alırız.
Sürekli konuşan beynimizi dinginleştirir, kendimizi dinlemeyi öğreniriz.
Çok yoğun olmanın sürekli koşturmanın her işe koşmanın değil, yavaşlamanın, işleri sıraya koymanın , dengede ve düzende olmanın daha makbul olduğunu bizi başarıya götürdüğünü biliriz.
Bizi uyutmamaya programlanmış gecelere Wellbeing ile yaklaşarak hücrelerimize yeniler, gençleşir, iyileşir, arınırız.
Emek ve Ödülün Dansı
Wellbeing tıpkı dağa tırmanmak gibidir: yol aşama aşamadır, bazen nefesin yetmeyeceğini düşünürsün, belki pes etmene ramak kalır. Ama zirveye vardığında gördüğün manzara nefesini keser.

Wellbeing’in ödülü, her zaman arkasında gizlidir.
- Günlerce uğraştığın bir resmi sonunda bitirip duvara astığındaki gurur gibidir.
- Aylarca sabırla ektiğin sebzelerin, sonunda topraktan çıkıp büyümesini görmek gibidir.
- Saatlerce prova yaptıktan sonra sahnede ışıkların altında alkışı almak gibidir.
- Antrenmanlarda ter döktükten sonra ilk maratonunu bitirmenin mutluluğu gibidir.
Her biri bize şunu hatırlatır: Emek sabırla birleştiğinde, ödül mutlaka gelir.
Wellbeing’in Gerçek Anlamı
Sağlıklı beslenmek, kaliteli uyumak, zihni dinlendirmek, bedeni hareket ettirmek… Bedenimizin doğru ve fonksiyonel çalışması için bunların hepsi hayatın tam içine entegre olmalı.
Çünkü wellbeing bir “ sağlık kampanyası ”, bir “ hızlandırılmış bir haftalık sertifika programı” değil; yaşamın her anına yayılan bir süreçtir.
Kendine ayırdığın her dakika, geleceğine yapılan en büyük yatırımdır.
Sen de bugün küçük de olsa bir adım at ve kendine yaptığın yatırımın karşılığını almaya izin ver.
Pelin Bozkurt Bilgiç | Wellbeing Uzmanı

